Tutuklu gazeteci Arslan: Torpidoyla resmen cezaevine girdim
DUVAR – Mezopotamya Ajansı (MA) muhabirleri Fırat Can Arslan ve Delal Akyüz, T24 editörü Sibel Yukler, Bianet editörü Evrim Kepenek ve gazeteci Evrim Deniz, kararla Diyarbakır’da gazeteciler soruşturmasını yürüten savcı ve davanın üye hakiminin sevk edildiğini belirtti. Hakimler ve Savcılar Kurulu (HSK) Hakkındaki iddiaları sosyal medyada paylaştıkları gerekçesiyle 25 Temmuz’da gözaltına alındı.
Mezopotamya Ajansı’nın haberine göre adliyeye sevk edilen gazetecilerden muhabirimiz Arslan “kamu görevlisini hedef alma” teziyle tutuklanırken, 4 gazeteci de adli kontrol tedbiriyle serbest bırakıldı.
Sincan 1 Nolu F Tipi Cezaevi’nde tutuklu bulunan Fırat Can Arslan, avukatı aracılığıyla yaptığı açıklamada, önce Sincan Cezaevi yerleşkesinde bulunan 1 ve 2 Nolu L Tipi Cezaevi’ne götürüldüğünü ve isimli şahısların kaldığı yerde polis ve jandarma arasında krize neden oldu. Arslan daha sonra savcılık kararıyla Sincan 1 Nolu F Tipi Cezaevi’ne konduğunu bildirdi.
‘HEDEF YOK’
Arslan, “Gönderide kişisel bir yorum yok. Hedefleme yok. Kısacası tweet atan ben ve RT yapan diğer gazetecilerle birlikte savcılığa sevk edilene kadar serbest kalacağımı düşünüyordum ama savcı beni tutuklama talebiyle sevk edince bağımsız yargı ortaya çıktı. O an anladım; Evli savcı-hakim çiftimizin talebi üzerine açılan soruşturma ile tutuklanmak istiyorum. Olan buydu” dedi.
‘TUTSAK YOK’
Arslan, cezaevine götürülürken yaşadıklarını da paylaştı. Gözaltı görüşmeleri sırasında Sincan 2 Nolu L Tipi Kapalı Cezaevi’nin yazıldığını ve bu nedenle polis tarafından oraya götürüldüğünü ancak cezaevinin ‘Terör suçlarını almıyoruz’ dediğini ve bu nedenle götürüldüğünü söyledi. polis tarafından L Tipi No. 1’e. Arslan, buraya aynı nedenle götürülmediğini, götürüldüğü Sincan 1 ve 2 F Tipi Cezaevi’ne de aynı nedenle götürülmediğini paylaştı.
‘POLİS VE GENEL YÜZ YAPTI’
Polisin bu durumdan dolayı cezaevi yönetimleriyle tartıştığını söyleyen Arslan, “Kimse almıyorsa ben bu adamı bırakırım!” dedi dedi. Arslan, Sincan 2 Nolu L Tipi Kapalı Cezaevi’ne götürüldüğünü ancak kabul edilmeyince polis ve jandarmanın karşı karşıya geldiğini belirterek, “Yoğun tartışmalar kavga noktasına geldi. TEM’ciler beni hapse atmak için araya ‘adam’ koydu. Resmen ‘torpille’ hapishanesine girdim. Sonrasında polisle Türk Silahlı Kuvvetleri arasında yeni bir krize yol açmadan Sincan 1 Nolu Yüksek Güvenlikli F Tipi Kapalı Cezaevi’ne kondum.”
‘Tecride ALINDIM’
Arslan sözlerini şöyle sürdürdü:
“Sonuçta o ‘makul’ karar alındı ve tek bir tutukluyla bile hiçbir şekilde iletişim kuramayacağım, ortak faaliyetlerde bulunamayacağım tek kişilik izolasyon uygulanmasına karar verildi. ve “Ne yapalım?” ‘Seni IŞİD’cilerle aynı koğuşa koymadık’ gibi bir şefkat gösterisiyle.
‘DOĞRULARI YAZMAYA DEVAM EDECEĞİM’
Kimseyle bağlantı kuramadığını söyleyen Arslan, “4 gündür tek kanallı bir radyoda ne dergi ne de dini programlarla dış dünyayla bağlantı kurmaya çalışıyorum. Ancak bilinmesini isterim ki, gazeteciliğe dair her şeyin suç olduğu bu ülkede, ‘Özgür Basın susturulamaz’ sloganını yükseltmeye ve gerçekleri yazmaya devam edeceğim.